Ülkemizde “Özel Ö¤renme Güçlü¤ü” yaayan
çocuk sayısı oldukça fazladır. Özel ö¤renme
güçlü¤ü, e¤itimciler ve aileler tarafından yeterince
bilinmedi¤inden bu özel durumu olan çocuklar
gerek okul içinde gerekse aile ve çevre içinde pek
çok zorlukla karılamaktadırlar.
Disleksi veya di¤er özel durumlar yaayan
çocuklar e¤itim sisteminin içinde öylesine örseleniyor ve zarar görüyorlar ki! Büyüdüklerine
bırakın Leonardo olmalarını, liseye bile geçebilmeleri büyük bir ans oluyor onlar için. Bu ve
benzeri durum yaayan çocuklardan kendilerince oluturulmu normal diye adlandırılan bazı
kriterlere uymaları, hatta boyun e¤meleri beklenir.
Kriterler dıına çıkıldı¤ında ise çok rahatlıkla aforoz edilip etiketleniyor ve silindirden geçiriliyorlar.
Yukarıda da belirtildi¤i gibi günümüzde özel
ö¤renme güçlü¤ü yaayan çocuk sayısı oldukça
fazladır, hatta her sınıfta en az bir ö¤renci bu
durumu yaamaktadır. Bu ö¤renciler ne aileleri ne de e¤itimcileri tarafından tam olarak
anlaılamadıklarından, e¤itim hayatlarında zorluklarla karılamaktadırlar. Disleksi bozuklu¤una
sahip ünlüler arasından Albert Einstein, Auguste
Özel öğrenme güçlüğü “Disleksi”
Uygar Salman, Serdal Özdemir, Arzu Berna Salman, Fatma Özdemir
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı, Malatya, Türkiye
ABSTRACT
The number of children suffering from Specific Learning Difficulties is quite high in Turkey. Since Specific Learning Difficulties are not well known
by parents and educators, children of this feature face many difficulties within the family, environment and at school. Special educator Kirk used the
term “learning disability” for the first time in 1963. There is a significant dysfunction in the specific academic field of learning disorders. Non-uniform
distribution of cognitive impairment draws attention in children with this diagnosis. Although low socioeconomic status, anxiety, depression or
obsessive problems affect academic-cognitive ability negatively; nowadays neurobiological causes are considered to be more effective. Without
harming the individual, s/he should be taken to a specialist as soon as the Specific Learning Difficulties are noticed. Specific Learning Difficulties
require special expertise. Help should not be expected from the teachers. Necessary medical and psychological measurements should be made,
psychoeducation and psychological support should be provided.
Keywords: Dyslexia; learning diffıculties; specific learning diffıculties.
“Dyslexia”, the specific learning difficulty
ÖZ
Türkiye’de Özel Öğrenme Güçlüğü yaşayan çocuk sayısı oldukça fazladır. Özel Öğrenme Güçlüğü, aileler ve eğitimciler tarafından yeterince
bilinmediğinden bu özellikteki çocuklar, gerek okul içinde gerekse aile ve çevre içinde pek çok zorlukla karşılaşmaktadırlar. “Öğrenme bozukluğu”
terimi ilk kez 1963 yılında özel eğitimci Kirk tarafından kullanılmıştır. Öğrenme bozukluğunda özel bir akademik alanda belirgin disfonksiyon söz
konusudur. Bu tanıyı alan çocuklarda bilişsel yetilerin düzgün olmayan dağılımı dikkati çeker. Düşük sosyoekonomik durum, anksiyete, depresyon
veya obsesif sorunlar akademik-bilişsel yetkinliği olumsuz etkilese de günümüzde daha çok nörobiyolojik nedenlerin daha etkili olduğu kabul
edilir. Çok geç kalınmadan ve zarar verilmeden; Özel Öğrenme Güçlüğü fark edilir edilmez bireyin bir uzmana götürülmesi gerekir. Özel Öğrenme
Güçlüğü özel bir uzmanlık gerektirir. Öğretmenlerden yardım beklenmemelidir. Gerekli tıbbi ve psikolojik ölçümler yapılmalı, psikoeğitim ve
psikiyatrik destek sağlanmalıdır.
Anahtar sözcükler: Disleksi; öğrenme güçlüğü; özgül öğrenme güçlüğü.
Özel öğrenme güçlüğü “Disleksi” 171
Rodin, Thomas Edison, John Kennedy, John
Lennon, Michelangelo, Walt Disney gibi isimler
örnek verilebilir.
Bu kadar sık yaanan ve binlerin arasından
ancak onların kendilerini var edebildi¤i “Özel
Ö¤renme Güçlü¤ü” nedir?
Ö¤renme bozuklu¤u terimi ilk kez 1963 yılında özel e¤itimci Kirk tarafından kullanılmıtır.[1,2]
Ö¤renme bozuklu¤unda özel bir akademik alanda
belirgin disfonksiyon söz konusudur. Ö¤renme
bozuklu tanısı konulan çocuklarda bilisel yetilerin
düzgün olmayan da¤ılımı dikkati çeker. Literatürde
disleksi (okuma sorunu) ö¤renme bozuklu¤u ile e
anlamlı olarak ve bazen konuma, dinleme ve
anlama yetilerindeki sorunları içerecek ekilde
geni bir anlamda kullanılır. Düük sosyoekonomik durum, anksiyete, depresyon veya obsesif
sorunlar akademik- bilisel yetkinli¤i olumsuz
etkilese de günümüzde daha çok nörobiyolojik
nedenlerin etkili oldu¤u kabul edilir. Motor geliim
bozuklukları, iletiim sorunları, özellikle Asperger
sendromu olmak üzere yaygın geliimsel bozukluklar, dikkat eksikli¤i ve tik bozukluklarında da
sıkça ö¤renme sorunu görülebilir.
Disleksi, zekası normal ya da normal üstü olan,
herhangi bir duyusal, nörolojik, fiziksel, ruhsal ve
kültürel özrü olmayan okuma, yazma, matematik,
kendini ifade etme, düünme, zaman ve mekanda yönelme alanlarından biri veya birkaçında
yetersizli¤e yol açan bir bozukluktur.
Disleksi sendromlu bireylerde beynin sa¤ ya da
sol yarım kürelerinin gelimedi¤i veya az geliti¤i
ince ve dar oldu¤u görülür. Yapılan aratırmalar,
Bu bozuklu¤a neden olan etmenler konusunda
kesin sonuçlar vermemekle birlikte, düük kilolu do¤umlar, do¤um öncesi ve do¤um sonrası
yaanan sorunlar, dikkat eksikli¤i bozuklukları,
yeme alıkanlıkları, bazı alerji türleri, görsel - iitsel
- algısal ve benzeri sorunların özel ö¤renme güçlü¤ü
ile ilikili oldu¤u varsayılmaktadır. Ancak bunlar her
çocukta farklı durumlarda ortaya çıkmakta ve her
çocuk için farklı nedenler ortaya koyulabilmektedir.
Disleksi, geliimsel nörolojik disfonksiyona ba¤lı
okuma sorunlarını ifade eder. Disleksi bir sendrom
olup pek çok alt grubu vardır. Geliimsel disleksi (primer veya spesifik disleksi), özgül okuma
bozuklu¤u olarak da bilinir ve ö¤renme bozukluklarının %80’ini oluturur. Disleksi üstün zekâlı çocuklarda veya averaj altı çocuklarda açı¤a çıkabilir.
Bazı aratırmacılar dislekside temel mekanizmanın, pe pee gelen sesler arasında ayrım yapamamak oldu¤unu savunurken, ço¤unluk ünlüünsüz kural yanlılarını ve fonolojik farkında olmamayı temel sorun olarak görmektedir. Disleksisi
olanların yazı hataları çok tipiktir. Özellikle b, p, d
harfleri ekil ve ses açısından birbirine benzedi¤i
için çok sık karıtırılır. Ayna, hayali yazı (mirror
writing) görülür. Çocuk her eyi ters yazar ya
da yazdı¤ını tersten okur. Böylece “ev” yazıp
“ve” diye okuyabilir, birbiri ardına gelen harfleri
bititirir. Noktalama iaretlerini bozuk kullanır.
Yazıları genellikle bozuktur. Disgrafi elik eder.
Kopyalayarak daha iyi yazarlar. Diskalkuli de elik
edebilir. Okul baarısızlı¤ı, okul reddi, davranı
sorunları, düzen bozucu davranı, hiperaktivite, migren, enürezis, anksiyete, depresyon, geri
çekilme balıca di¤er sorunlar olabilir. Çocu¤un
kiili¤ine göre bu sorunların a¤ırlı¤ı ve niteli¤i
de¤iebilir.
Sınıflandırılması
Özel ö¤renme güçlü¤ü DSM IV’te (Diagnostic
and Statistical Manual of Mental Disorders) dört
grupta incelenir.
• Okuma bozuklu¤u (Disleksi)
• Aritmetik bozuklu¤u (Discalculi)
• Yazılı anlatım bozuklu¤u (Disgrafi)
• Baka türlü adlandırılamayan ö¤renme
bozuklukları.
Okuma Bozuklu⁄u (D‹sleks‹)
Boder, klinik bulgular temelinde halen
yaygın kabul gören üç tip okuma bozuklu¤u
saptamıtır.[1,3] Buna göre disfonetik okuma
bozuklu¤u (harf-ses ilikisi bozulur), diseidetik
okuma bozuklu¤u (kelimeleri bir bütün halinde
okuyamaz; harf harf okur veya hiç okuyamaz) ve
bunların karıımından oluan üçüncü tip okuma
bozuklu¤u vardır. Disfonetik tipe iitsel disleksi
de denir. Görsel-iitsel ba¤lantı yoklu¤unda görsel
imge (harf) bir ses uyandırmaz ve grafem-fonem
ilikisi bozulur. Geliimsel disfazisi (geliimsel
konuma bozuklu¤u) olan çocuklarda bu tip bir
disleksi geliebilir. Di¤er bir ismi, dilsel disleksidir. Diseidetik tip görsel disleksi olarak da bilinir.
Disfonetik tipe göre daha seyrek oldu¤u (%5)
sanılmaktadır. Bunun dıında pek çok model
vardır ancak hiçbir model imdilik disleksiyi tam
olarak açıklayamamaktadır. Disleksili çocuklarda
172 FNG & Bilim Tıp Dergisi
motor bozukluklar sıktır. Sol eldeki belirgin
zayıflı¤ın yanı sıra sa¤ el yavalı¤ı dikkati çeker.
Fakat ya arttıkça ve motor performans görsel
olarak desteklendikçe disleksisi olanlar bazı motor
ilerde daha yetkin bulunmutur. Disleksi, %39
dile ait sorunlarla, %37 artikülasyon ve görselmotor sorunlarla, %16 görsel-mekansal sorunlar
ile ilikilidir. Perspektiften yoksundurlar, bisiklet
ya da saat resmi çizerken daha büyük sorunlar
çıkabilirler. Yukarı-aa¤ı ve sa¤-sol kavramlarını
karıtırırlar. Disleksili çocukların %50-80’inde
geliimsel disfazik defektler saptanmıtır.
Konumaya geç balama, konumanın yava
gelimesi ve tam bir ifade yetisi kazanamaması,
beceriksizlik ve ince motor hareketlerde kusurlar, el dominansının yerlemesinde zorluk söz
konusu olur. Dizi bellekte gecikme (alfabeyi,
ayları, haftanın günlerini sayma gibi) ve görsel
bellekte sıralama sorunları vardır. Disleksinin
belli bir tedavisi yoktur. Yüksek zeka, sorunların
erken tanınması, olumlu kiilik, yo¤un e¤itim ve
ö¤retim, çevrenin tevik edici olması önemlidir.
Evde birden fazla dilin kullanılması dezavantaj olabilir. Sık okul de¤itirme de önemli bir
olumsuz etkendir. Yala birlikte okuma sorunları
düzelir; fakat daima yaıtlarının gerisinde kalırlar.
Okumayı anlama sorunları daha de¤iken bir
seyir gösterir. Akademik açıdan pek ço¤u oldukça
baarısızdır ama 8. sınıfa do¤ru okudu¤unu anlama yetisi oldukça düzelir. Sözlü hikâye anlatmada
ve sözlü sınavlarda daha baarılı olurlar. ‹kinci
bir dil ö¤renmelerinde sorun olabilir. Bütün bu
handikaplara karın zekâsı yüksek bir disleksili,
bazı derslerde örne¤in bilgisayar, grafik sanat ve
sayıya dayalı alanlarda baarılı olabilir.[4]
Ar‹tmet‹k Bozuklu⁄u
(D‹scalcul‹)
Diskalkuli, edinsel ya da geliimsel serebral
bir patolojiye ba¤lı olarak sayısal ilikileri kavramada, hesaplamada, sayısal sembolleri görsel
ve mental olarak tanıma, kullanma ve yazmada
açı¤a çıkan defisitlere verilen isimdir.[5] Yapılan
çalımalar okuma sorununa göre daha nadir
oldu¤unu (tüm okul çocuklarının %1 oranında)
düündürmektedir.[6] Bunun nedeni ya gözden
kaçmasıdır ya da gerçekten daha seyrek olmasıdır. Diskalkuli olan çocuklar sayıları bozuk
ekilli, sıklıkla yer de¤itirmi, ters dönmü veya
ba aa¤ı edilmi ekilde yazarlar. Basit ilemleri
yapamazlar, ilem sembolleri bata olmak üzere
aritmetik sembolleri tanımazlar. Çok basamaklı
sayıları okumada zorluk çekebilirler, çarpma
bölme gibi ilemlerde sayıları uygun aralıklarla alt alta getiremezler. Çocuklarda balıca iki
tip bozukluk seçilir. Biri hesaplama, di¤eri akıl
yürütme alanındadır. Hesaplamada sayıları ters
çevirme, sayı sırasını ters çevirme, ilemleri
bozuk sıra ile yürütme, ilemleri yanlı yapma
söz konusudur. Sayıları atlayabilirler ve sa¤lama
yapamazlar. Akıl yürütmenin bozuldu¤u tipte dil
sorunu da vardır; sözel problem çözme, komutları anlama ve sorunu akılda tutup bir plana göre
adım adım çözme bozuktur. Ek olarak çocuk
ve erikinlerde mekânsal yeti sorunları görülür.
Algısal, motor veya görsel-mekânsal hatırlamada
sorunları vardır ve geometri için risk taırlar.
Seyrek olmayarak matematik sorunu olan çocukların di¤er alanlarda da sorunu vardır. Dikkat
eksikli¤i hiperaktivite bozuklu¤u (DEHB) olan
çocukların en sık baarısız oldukları ders matematiktir. Sözel olmayan ö¤renme bozuklu¤unda
da diskalkuli en sık rastlanan sorundur. Sayı
sayma konusundaki sorunlar üç ya civarında
bile belli olabilir ancak altı yaında sebat etmesi
anormaldir. Müfredatta izlenen sıra bilisel yetilerin kronobiyolojisi ile paraleldir. Önce toplama,
çıkartma, sonra çarpma ve bölme ö¤retilir. En
çok kesirli sayılar ve cebir balayınca sorun açı¤a
çıkar.
Yazılı Anlatım Bozuklu⁄u
(D‹sgraf‹)
Disgrafi, yazma yetene¤inde geliim gecikmesi
ya da edinilmi bir kayıptır. Yazı, en son kazanılan dilsel yeti oldu¤u için, dil bozukluklarında
en çabuk kaybolan ve bozuklu¤u en kalıcı olan
yetidir. Geliimsel konuma bozuklu¤u olan bir
çocu¤un okul döneminde tek sorunu disgrafi olabilir. Disgrafi salt motor bir sorun olarak motor
ilev ve kontrol bozukluklarında özgül bir yer
tutar ve ayrıca incelemeyi gerektirir. Bu durumda,
yazının mekani¤i bozulur; sıklıkla yanlı kalem
tutma ve yanlı harf oluturma seklindedir. Yazılı
dilin sentaks ve semanti¤indeki bozukluklara ba¤lı
olarak disgrafi ortaya çıkabilir ve bu durumda
disfazi veya mental rötardasyon altta yatan temel
neden olabilir. Ayırıcı tanıda kısa dikkat aralı¤ı ve
dikkatin da¤ılması gibi dikkat sorunları, yeterince
kendini verememe, okul fobisi ve rol yapma gibi
psikiyatrik sorunlar yer alır. Çocuklarda disgrafinin çeitli ekilleri vardır.
Özel öğrenme güçlüğü “Disleksi” 173
Özel ö¤renme güçlü¤ü olan çocukların
genel davranı özellikleri
Okul öncesi dönemde:
• Konumada gecikme görülebilir.
• Birbirine yakın heceli kelimelerde sesler
karıtırılır. (“Su” yerine “bu” gibi)
• Ayakkabıların ba¤lanmasında baarısızlık
yaanır.
• Sa¤-sol karıtırılır.
• Bir i yapılırken her iki el de kullanılır, kullanılacak el konusunda belirgin bir seçim
yapılamaz.
• Alfabedeki harf ve seslerin ö¤renilmesinde
zorluk yaanır.
• Zaman ve yön kavramları birbirine
karıtırılır.
Okul döneminde:
• Okuma geç ve zor ö¤renilir.
• Yava ve hatalı okunur.
• Yazı bozuklukları çok sık görülür.
• Matematikte güçlük çekilir.
• Çarpım tablosunu ö¤renememe görülür.
• ‹mla ve noktalama hataları yapılır.
• d ile b, p ile b harflerini karıtırılır.
• Okudu¤unu anlamada sorun yaanır.
• Okurken sık sık harfler karıtırılır (“da¤”
yerine “ba¤”, “sal” yerine “al” vb.).
• Harflerin sırası karıtırılır (“kız” yerine
“zık” veya “ızk” vb.).
• Benzer kelimeler birbirine karıtırılır (“incir”
yerine “zincir”, “en” yerine “ne” vb.).
• Ayna görüntüsü ile ters olarak yazma.
• Bazı kelimeler yanlı hecelenir, hece atlanır, heceler tersten okunur - yazılır.
• Sesli okuma sırasında vurgulamalar inili
- çıkılı olur ve noktalama iaretleri görülmez.
• Dil sorunları görülür.
• Sayfa yanlı ve düzensiz kullanılır, çizgiler
arasında yazmada zorluk yaanır.
• Kelimeler çok yer kaplayacak ekilde aralıklı veya birbirine çok bitiik yazılır.
• Yuvarlak ve düz çizgiden oluan harfleri
yazmada zorluk yaanır.
• Aırı düzensizlik görülür.
• Dikkat da¤ınıklı¤ı veya erken unutma görülür.
• Geç ve yava yazılır.
• ekiller, semboller ve iaretler tersten algılanır ve yazılır. ( “+” yerine “x” kullanma
gibi)
• Öz güven yoksunlu¤u yaanır.
• Problem çözme becerilerinde gerilik gösterirler.
• Yazılı sınavlarda baarısızlık oranı sözlü
sınavlara kıyasla daha yüksektir.
• Zamanı kullanma, kavrama ve söylemede
zorluk yaanır.
• Kurulan cümlelerin sonunu getirmede
zorluk yaanır, genelde kısa cümleler
kurulur.
• Aırı hareketli ya da aksine çok dura¤an
olabilirler.
• Birden fazla ilem gerektiren problemlerde
sorun yaarlar.
• Soyut kavramları algılamada zorluk yaanır.
• Organize etme, sentez ve analiz etmede
güçlük yaanır.
• Uyum sorunu görülür.
• Görsel ve iitsel algıda yavalık söz konusudur.
• Motor koordinasyon sorunları yaanır.
Tedavi
Ö¤renme bozuklu¤unun tedavisinde ilaç kullanılmaz, tedavi e¤itimle gerçekleir. Ancak
hiperaktivite veya dikkat eksikli¤i gibi durumların varlı¤ında ilaçla destek sa¤lanır.[1,5,7] Ö¤renme
güçlü¤ü olan çocuk ve gençlerin e¤itimi sadece
normal sınıf müfredat programı ve özel dersleri ile gerçekleememektedir. Tanı konulup
de¤erlendirme yapıldıktan sonra oluturulan
özel e¤itim programıyla ve psikopedagojik
yaklaımla yapılacak e¤itsel terapiyle ö¤renme
gerçekleebilmektedir. Terapinin baarısı
olgunun çok iyi de¤erlendirilmesine ba¤lıdır.
Psikolojik terapi yapılmazsa ö¤renme bozuklu¤u
kendili¤inden düzelmemektedir. Terapinin
amacı; her çocu¤un ihtiyacı do¤rultusunda
ö¤renme deneyimleri kazanmasını sa¤lamaktır.
Tanı sonucunda özel bir e¤itim programı
oluturulur.
174 FNG & Bilim Tıp Dergisi
Tedavi sırasında uygulanacak psikopedagojik
programın ilkeleri:
1. Sorunla ilgili öncelikle ebeveyni bilgilendirmek.
2. Çocu¤un ö¤retmenini varsa PDR servisini
bilgilendirmek ve ibirli¤i yapmak.
3. Yetersiz ve sorunlu olan becerileri gelitirici
özel e¤itim programı hazırlamak, hedefleri
saptamak.
4. Terapi programı uygulanırken adımların küçükten büyü¤e, kolaydan zora,
yakın hedeflerden uzak hedeflere do¤ru
pekitirilmesine dikkat etmek.
5. Geri bildiren, farkına vardıran, düzelttiren
bir yaklaımla çocu¤un hatasını fark edip
düzeltmesine fırsat vermek.
6. Anne-babayı, çocu¤un ö¤renme, ders
çalıma, davranı ve alıkanlıklarındaki
sorunlarla nasıl ba edecekleri konusunda
e¤itmek, onlara danımanlık yapmak.
7. Ö¤renme güçlü¤üne elik eden benlik
saygısı, sosyal beceriler ve duygusaldavranısal sorunlar için bireysel-grup terapiye yönlendirmek.
8. Periyodik olarak de¤erlendirmek, devam
eden sorunlar için yeni programlar hazırlayıp yeni hedefler belirlemek.
Ö¤renme bozuklu¤u olan çocu¤un-gencin psikopedagojik terapisinde en sık bavurulan e¤itim
program ve stratejilerinin balıcaları:
1. Kephart’ın algısal-motor modeli: Kephart’a
göre ö¤renme bozuklu¤u olanlarda kaba
motor, ince motor, görsel algı ve beden
imajının gelitirilmesine önem verilmektedir. Tedavisinde kaba motor çalımalarda
yürüme tahtası, ritmik hareketler önemlidir.
2. Getman’ın e¤itim programı: Geliimci
görüe dayanır. Getman’ın e¤itim programında genel koordinasyon, denge,
el-göz koordinasyonu, göz hareketleri,
ekil tanıma ve görsel hafıza egzersizleri
a¤ırlıktadır.
3. Frostig e¤itsel terapi yaklaımı: Görsel
algıya ve dikkate önem verir. Algısal becerilerin otomatiklemesi için sürekli tekrarlanması gerekir. Uygun algılama için gerekli
olan unsur da dikkattir. Örne¤in; çocuk “b”
harfinin eklini ö¤renirken harfin ekline
ve çizgilere dikkatini yo¤unlatırmalıdır. Bu
nedenle dikkat yo¤unlatırma e¤itimi algı
becerisinin e¤itimi kadar önemlidir.
4. Piaget’in bilisel geliim kuramı: Bu
kuramdan özellikle erken tanı konulabilmesi için yararlanılabilir. Çünkü her geliim
dönemine ait bir geliim ödevi vardır ve
normal birey bunları yerine getirir. Bunlar
için algılama önemlidir. Terapide de algının
gelitirilmesine yönelik davranılmalıdır.
5. Duyulara dayanan akademik terapi:
Görsel, iitsel, kinestetik duyulara dayanan pedagojik yaklaımdır. Çocuk bir harfi
görür, adını duyar, söylerken parma¤ıyla
üzerinden gider, söyleyerek yazar. Bu teknikte okuma ve yazma e¤itimi beraber gider.
6. Vallet’in psikopedagojik terapi programı:
Geliimci görüe dayanır. Kaba motor,
duyusal motor entegrasyon, algısal-motor,
dil-kavram, sosyal geliim alanlarını
gelitirecek çok sayıda alıtırma içerir.
Son yıllarda psikopedagojik de¤erlendirme ve
terapide bilgisayar programları ve nöro-feedback
de önemli rol oynamaktadır. Bu konuda California
ve Rutgers Üniversitelerinin koordine çalımaları
sonucu dil ö¤renme bozukluklarını tedavi etme ve
heceleri anlaılır hale getirmek amacıyla bir bilgisayar oyunu gelitirilmitir. Aratırmacılar 2002
yılının Ocak ayında Science dergisinde yayınladıkları bu aratırmanın bir örneklem üzerinde baarılı
oldu¤unu bildirmilerdir. Bu çalımada; da, ba,
ta, ka gibi birbirine benzeyen heceler %50 uzatılarak kulaklıkla bilgisayar baında oturan çocu¤a
iletiliyor ve çocuktan bu heceleri tekrar etmesi
isteniyor. Do¤ru söylemeleri durumunda çocuklar
ödüllendiriliyor. Oyun aamalı olarak zorlaıyor.
Avrupa e¤itim sisteminde çocu¤un derslerinde
ilerlemesi okul ve aile ibirli¤ine ba¤lıdır. Amaç
ö¤renciyi müfredata uygun olacak sınıf düzeyine
getirmektir. Amerika’da ise ö¤retmen sınıfta ders
verirken tek bir anlatım yöntemine ba¤lı kalmaz.
Her yetenek ve zeka düzeyine uygulayabilece¤i
pek çok yöntemi vardır. Ö¤renciyi tek bir programa ve aynı sürede baarmaya zorlamak yapılacak
en büyük e¤itim hatasıdır.
Amerika’da okuma-yazma, ders çalıma zorlu¤u
çeken, ailevi ve sosyal sorunları da olan çocuklara sorunlarını inceleyerek yol gösteren yardımcı
Özel öğrenme güçlüğü “Disleksi” 175
olan pedagojik kurumlar vardır. Bu kurumlar
herhangi bir nedenle okula uyum sa¤layamayan
ö¤rencilerden sorumludurlar. Sınıflarda derslerle sorunu olan ö¤rencilere kurumun remedial
ö¤retmenleri yardımcı olur. Bu da yeterli olmazsa remedial ö¤retmenin ve sınıf ö¤retmeninin
hazırladı¤ı özel e¤itim programı okuldan sonra
çocuklara teker teker uygulanır.[8]
Baarısız ö¤renciler için derslerine yardımın
yanında pedagojik önlemlere mutlaka gerek duyulur. Çünkü baarısız ö¤renciler ve pedagojik sorunlar hep bir arada bulunur. Derslerine çalımak istemeyen, yeterli not alamayan çocuklar ö¤retmene
ve derslere karı dümanca bir tavır sergiler. Hayal
kırıklıkları onlarda korku, suçluluk ve çekingenlik
duygusu yaratır. Kendi de¤er ve becerilerinden
üphe duyarlar. Cesaretlendirilmeye, yüreklendirilmeye muhtaçtırlar. Bu amaçla pedagojik yardımcı derslerde ilk önce çocuklarla çeitli oyunlar
oynar. Bu oyunlar, yap-boz tahtaları, çocuk-dünya
oyunu, kukla tiyatrosu, resim boyama gibi yaratıcı
oyunlardır. Bu oyunlarda amaç çocu¤un disipline
edilmesi, temiz, düzgün çalıması de¤ildir. Tek
amaç baarısızlı¤ın çocuklara verdi¤i agresiviteyi
açı¤a çıkarmak, onları nefret-iddet duygularından
arındırmak ve rahatlatmaktır. Bu arada çocu¤u
rahatsız eden temel sorunla ilgili ipuçları elde
edilir.
Ülkemizde özel ö¤renme güçlü¤ü olan çocuklar özel çabalarla sınırlı sayıdaki, çocuk ruh
sa¤lı¤ı merkezlerinden bireysel psikopedagojik
yardım almaktadırlar. Bu kiiler normal ya
da normalin üzerinde zekaya sahip oldukları
halde zihinsel özürlüler kadar anslı de¤ildirler
(Bunda özel ö¤renme güçlü¤ü kavramının yeni
yeni gelimesi ve tam olarak ne tür önlem
alınabilece¤i ve nasıl tanılandırılaca¤ı konusunda
geni bilgiler olmamasıyla da ilikilendirilebilir.
Sorunun çok net olarak karımıza çıkmaması
ve bu durumun zamanla düzelece¤i inancının
olması da bunda etkili olabilir).[9]
1992’den bu yana RAM’larda çalıanlara
yönelik bu konuda hizmet içi e¤itimler düzenlenmektedir. Fakat bunlar yeterli de¤ildir. Milli E¤itim
Bakanlı¤ının 2000 yılında yayınladı¤ı yönetmelikte ö¤renme bozuklu¤u olan ö¤rencilere bazı
ayrıcalıklar tanınmaya balanmıtır. Üniversite
düzeyine gelmi ö¤renme bozuklu¤u olan çok
sayıda genç ilgilenilmeyi beklemektedir.[9]
Öneriler
• Çok geç kalınmadan ve zarar verilmeden;
fark edilir edilmez bir uzmana götürülmesi.
Özel ö¤renme güçlü¤ü özel bir uzmanlık
gerektirir. Bu yardım ö¤retmenlerden beklenmemelidir. Gerekli tıbbi ve psikolojik
ölçümler yapılmalı, psikoe¤itim ve psikiyatrik destek sa¤lanmalıdır.[10]
• Özel ö¤renme güçlü¤ü olan çocuk öncelikle oldu¤u gibi, kimseyle kıyaslama yapmadan ve özel durumu inkar edilmeden kabul
edilmeli.
• Sabırlı, anlayılı ve ho görülü olunmalı
• Tutarlı davranmalı. Bir gün sabırlı ve
anlayılı iken di¤er gün “senden bıktım”
dememeli. Aynı zamanda çocu¤a karı
evdeki di¤er bireylerin de birbirleri ile tutarlı olmaları gereklidir.
• Her bireyin kendine ait yapabilirlikleri, ilgi ve
yetenekleri oldu¤u unutulmadan; çocu¤un
yapamadıkları üzerinden de¤il yapabildikleri
üzerinden hareket edilmeli.
• Okul ve ö¤retmenleri ile yakın bir iletiim
içine girilerek birlikte ortak adımlar atılmalı.
• Okul dıında gerekli destekleyici e¤itim
ve çalımaların yapılması için ilgili yerlere
yönlendirilmeli.
• Öz güven kazanması için gerekli deste¤in
verilmesi, sosyal faaliyetlere yönlendirilmesi, yapabildiklerinin takdir edilmesi ve
tevik edilmesine dikkat edilmeli.
• Çocuktan utanılmamalı ve toplumdan
uzaklatırılmamalı.
• Çocu¤a her eyin yolunda oldu¤una dair
güven verilmeli.
• Kendini ifade etmesine, farklılıklarını ortaya koymasına izin verilmeli.
• Her çocu¤un büyüme - gelime ve ö¤renme
seviyesinin farklı oldu¤unu düünerek
çocu¤a dair büyük beklentiler içine girilmemeli, zorlanmamalı ve bakaları ile kıyaslanmamalıdır.
• Yeterli ilgi ve sevgiyi vererek, onun sizin
için ne kadar de¤erli ve önemli oldu¤unu
lütfen her defasında belirtiniz.[11]
176 FNG & Bilim Tıp Dergisi
……. Sorunsuz ve mutlu bir yaamı çocuklarınızla yaamanız dile¤iyle ……..
Çıkar çakıması beyanı
Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması
aamasında herhangi bir çıkar çakıması olmadı¤ını beyan
etmilerdir.
Finansman
Yazarlar bu yazının aratırma ve yazarlık sürecinde
herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan
etmilerdir.
KAYNAKLAR
1. Erman Ö. Disleksi. Çoluk Çocuk Dergisi 2002;17:8-
10.
2. Kulaksızo¤lu A. Farklı gelien çocuklar. 1. Baskı.
‹stanbul: Epsilon Yayınları; 2003.
3. Salgın A. Available from: www.ntvmsnbc.com/
news/248621. [Eriim tarihi: 07.03.2004]
4. Güner O. Available from: www.vizyoner.com/
matematikbozukluklar.htm. [Eriim tarihi:
07.03.2004]
5. Ö¤renme bozuklukları. Mayo Clinic. ‹stanbul. Hürriyet
Ofset 1995;1:159-62.
6. enel H. Okuma güçlü¤ü olan ve olmayan ilkokul
ö¤rencilerinin okuma düzeylerinin ve dislektik
özelliklerinin karılatırılması. Ankara: Ankara
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özel E¤itim
Ana Bilim Dalı; 1998.
7. Özer Z. Available from: www.hastarehberi.com/
ogrenmebozuklugu.htm. [Eriim tarihi: 07.03.2004].
8. Korkmazlar Ü, Kulaksızo¤lu A, editörler. Farklı gelien
çocuklar. 1. Baskı. ‹stanbul. Epsilon Yayınları; 2003.
9. Karlıda¤ F, Ertürk S. Available from: www.yayim.meb.
gov.tr/yayimlar/sayı:39/karlidag.htm [Eriim tarihi:
04.04.2002]
10. Eran M. Disleksi dahi olmaya engel de¤il. Hürriyet;
27.02.2002. s. 21.
11. Ataç F. Ö¤retmenler için ö¤renci psikolojisi. 3. Baskı.
‹stanbul: Epsilon Yayınları; 2003.